“Ülkemizi bölgesel ve küresel meselelerde söz ve etki sahibi yaptık”

 

 

 

 

 

 

 

“Ülkemizi bölgesel ve küresel meselelerde söz ve etki sahibi yaptık”
22.08.2022

 

 

 

Yazdır Yazıları Büyült Yazıları Küçült

 

 

 

“Ülkemizi bölgesel ve küresel meselelerde söz ve etki sahibi yaptık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Ülkemizi bölgesel ve küresel meselelerde söz ve etki sahibi yaptık, çözümün anahtarını elinde tutan stratejik bir konuma yükselttik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beytepe’de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Stadyumu’nda düzenlenen Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Akademiden başarıyla mezun olan öğrencileri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün 763’ü subay, 2 bin 937’si astsubay olmak üzere toplam 3 bin 700 evladımızı görev yerlerine uğurlamanın heyecanını yaşıyoruz. Bu mezunlarımız arasında kendi öğrencilerimizin yanı sıra dost ve kardeş ülkelerden gençlerimiz de bulunuyor. Her biri milletimizin gönül elçisi olan misafir öğrencilerimizi de kutluyor, kendilerine ülkelerinde üstlenecekleri görevlerde başarılar diliyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezun olan yabancı öğrencilerin hem kendi toplumlarına hizmet edeceğini hem de ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesine önemli katkı sağlayacağını belirterek subay ve astsubayları en donanımlı şekilde yetiştiren öğretmenler, komutanlar ve ailelerine teşekkür etti.

“GENÇLERİMİZİN EN NİTELİKLİ ŞEKİLDE YETİŞMESİNİ VATANIMIZIN BEKASI AÇISINDAN HAYATİ EHEMMİYETTE GÖRÜYORUM”

Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinden, kurulduğu 2016’dan bugüne kadar 33’ü uluslararası öğrenci olmak üzere toplam 23 bin 546 gencin mezun olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün mezuniyet sevinci yaşayan her öğrencimiz, tıpkı selefleri gibi Türkiye’nin en gözde eğitim kurumlarından birinde eğitim aldılar. Bu çatı altında bulundukları süre boyunca evlatlarımız, mesleki becerileri yanında akademik, sosyal ve entelektüel yönlerini de geliştirdiler. Pratik ve teorik açıdan yoğun bir eğitimi alınlarının akıyla bitirerek üstlenecekleri vazifeye hazır hâle geldiler. Yeni mezunlarımız, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarımızın farklı kademelerinde görev alarak yüksek vazife şuuru içinde milletimize aşkla hizmet ettiler, bundan sonra da hizmet edeceklerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezun olan subay ve astsubayların üstlendikleri sorumluluğu, şartlar ne olursa olsun hakkıyla yerine getireceğine yürekten inandığını dile getirerek, “Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarımızın gelecekteki komutanlarını yetiştiren bu akademide alınan eğitimi son derece önemsiyorum. Buradaki gençlerimizin en nitelikli şekilde yetişmesini, milletimizin huzuru yanında vatanımızın bekası açısından da hayati ehemmiyette görüyorum” diye konuştu.

Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinin bir benzerinin dünyada olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burası bambaşka, bu fiziki mekana sahip olan böyle bir akademi yok ve buradan da eserleri görüyorsunuz. Bu şekilde dipdiri imanıyla, itikadıyla bir nesil yetişecek, komutanlar ordusu yetişecek. Onlar da ne Gabar’da ne Cudi’de ne Tendürek’te ne Bestler Dereler’de bugüne kadar nasıl terörist bırakmadıysalar, bundan sonra da bırakmayacaklar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, polis ve jandarma teşkilatının yangın, sel gibi felaketlerde de fedakârca çalıştığını vurguladı.

“TARİHİYLE, KÜLTÜRÜYLE, DEĞERLERİYLE NAM SALMIŞ BÜYÜK BİR DEVLETİZ”

Türkiye’nin, üç kıtanın kesişme noktasında yer alan, stratejik önemi fevkalade yüksek bir coğrafi konuma sahip olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Asya’dan Afrika’ya, Kafkasya’dan Avrupa’ya uzanan geniş bir bölgede yaşanan her olay, bizi doğrudan etkilemektedir. Afganistan’da 40 yıldır devam eden iç karışıklıkların, Libya’daki ardı arkası kesilmeyen kardeş kavgasının, Yemen’de çözüme kavuşturulamayan çatışmaların, Suriye’de 11 yıldır devam eden zulüm ve saldırıların, Balkanlarda yeniden alevlenmeye başlayan gerilimlerin, Afrika’da her yıl yüz binlerce cana mal olan açlık ve fakirliğin, Kafkasya’da körüklenmeye çalışılan fitne girişimlerinin, velhasıl komşularının yanı sıra çok geniş bir alanda ortaya çıkan krizlerin menfi yansımalarını en fazla hisseden ülke, hiç şüphesiz ülkemiz, vatanımız Türkiye’dir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kim ne derse desin, coğrafi konumu, kültürel ve beşeri bağları itibarıyla Türkiye’nin buralara sırtını dönme lüksünün olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Komşularımıza ateş düşmüşse, kapılarımızı, pencerelerimizi kapatıp ‘bana ne’ diyemeyiz. Yüzyıllar boyunca cihana adalet dağıtmış bir ecdadın torunları olarak ‘Bize ne Kudüs’ten, bize ne Filistin’den, bize ne Suriye’den, Irak’tan, Yemen’den, Türkistan’dan’ diyemeyiz. Hele hele Batılılar gibi, ‘Bana ne başkalarının acısından, gözyaşından’ hiç diyemeyiz. Çünkü biz tarihiyle, kültürüyle, değerleriyle nam salmış büyük bir devletiz. Biz, vicdanıyla, merhametiyle temayüz etmiş büyük bir milletin evlatlarıyız. Ne diyor şair, ‘Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz.’”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zorluklara aldırmadan, gereği neyse onu yapmanın, onu yerine getirmenin, mazlum ve mağdura kucak açmanın vicdani görev olduğunu söyledi.

Dili, kültürü, kökeni, meşrebi ne olursa olsun, bölgenin tüm halklarının, birbirlerinin kardeşleri, akrabaları olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birinin yaşadığı acıya diğerinin kayıtsız kalmasının her şeyden önce kadim kardeşlik ve akrabalık hukukuna aykırı olduğunu dile getirdi.

“BİZ YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Filistin, Suriye, Irak ile diğer dost ve kardeş halklarla ilişkimizi eleştirenler, Türkiye’nin sadece coğrafi konumundan değil, aynı zamanda tarihî ve beşeri derinliğinden de bihaber olan gafillerdir. Şayet birisi, zerre kadar tarih bilgisi olup da hâlâ ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?’ diyorsa emin olun ülkemizin kötülüğünü istiyordur. Haritayı önüne koyup da hâlâ ‘Irak ile niye yakından ilgileniyoruz?’ diye soran kimse varsa Türkiye’nin fenalığını düşünüyordur. Yunanistan’a yapılan askerî yığınağı gördüğü hâlde hâlâ savunma sanayi atılımlarımızı eleştiren varsa stratejik öngörüsünü kaybetmiş demektir. Başkaları 10 bin kilometre öteden gelip Suriye’ye, Irak’a, Libya’ya müdahil olurken ses çıkarmayanların, Türkiye’nin sınır ötesi harekâtlarını hedef alması, eğer husumetten kaynaklanmıyorsa basiretsizliğin işaretidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bin kilometre öteden ülkeme ve ülkemde teröristlere tırlarla eğer mühimmat getiriyorsa eğer buraya bütün araç, gereç getiriyorsa ve onlarla sınır ötesi bize operasyon yapıyorlarsa onlara da biz, sınır ötesinde, yaptığımız anlaşmayla sınır çizgisinin 30 kilometre ötesine kadar gereken cevabı veriyoruz. Bundan rahatsız oluyorlarsa hiç kusura bakmasınlar onlar rahatsız olacak, biz de yolumuza devam edeceğiz. Elbette gün gelecek, tarih bunları yargılayacak ve hükmünü verecektir” diye ekledi.

Yabancı basına, Türkiye’yi ve Türkiye’nin savunma sanayi hamlelerini şikâyet edenlere acıdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, insansız hava araçlarını, silahlı insansız hava araçlarını, akıncıları, savaş uçaklarını yapacaklarını, helikopterleri de yapmaya devam edeceklerini belirtti.

“TÜRKİYE DİPLOMATİK, EKONOMİK VE ASKERÎ BAŞARILARIYLA GÖZ DOLDURMAKTADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Son 20 yıldır olduğu gibi bugün de onları kendi hırsları, kendi sığ hesaplarıyla baş başa bırakıp işimize bakıyoruz. Kimse, Yunanistan’da 10-15 Amerikan üssü var diye eleştirmiyor. Kimse, Batı Yunanistan’a yığınak yapıyor diye eleştirmiyor ama en ufak bir ses çıktığı zaman ‘Türkiye, Yunanistan’ı tehdit ediyor’ Hayır. Eğer bize yan bakan olduğu zaman yan bakana kusura bakmasınlar herhalde biz de düz bakmayız. Biz kimseye, hiçbir ülkeye husumet beslemiyoruz. Tam tersine her ülkeyle, her toplumla mümkün olan en iyi, en ileri, en samimi ilişkileri kurmak ve geliştirmek istiyoruz. Amacımız yakın komşularımızdan başlayarak çevremizde bir ‘barış ve iş birliği kuşağı’ tesis etmektir. Birileri tarafından bilinçli olarak bölgemize giydirilen kardeş kavgası ve husumet üzerine kurulu deli gömleğini yırtıp atmakta kararlıyız. Özellikle son dönemde, bu yönde pek çok olumlu adım attık. Kimi konularda anlaşmazlık yaşadığımız ülkelerle ilişkilerimizi kazan kazan ve karşılıklı saygı temelinde yeniden rayına oturttuk.”

Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin arabuluculuk rolünü çok daha güçlü bir biçimde öne çıkardıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi, bölgesel ve küresel meselelerde söz ve etki sahibi yaptıklarını, çözümün anahtarını elinde tutan stratejik bir konuma yükselttiklerini aktardı.

Türkiye’nin, çatışmaların, istikrarsızlıkların eksik olmadığı sancılı bir bölgede, diplomatik, ekonomik ve askerî başarılarıyla göz doldurduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçimizdeki birileri anlamasa da akıl ve izan sahibi herkes, Türkiye’nin bu hamlelerini görüyor, takdir ediyor” şeklinde konuştu.

“NEREDE BİR TERÖRİST VARSA KAYNAĞINDA ETKİSİZ HÂLE GETİRİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin güvenlik politikalarında, mevcut paradigmaları değiştiren başarılarının inkâr edilemez bir gerçek olduğuna dikkati çekti.

“Artık terörün kapımıza dayanmasını beklemiyor, terör tehdidi nereden geliyorsa nerede bir terörist varsa kaynağında etkisiz hâle getiriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin operasyon derinliğini, Suriye’den Irak’a kadar uzattıklarını, kendilerini en emniyette hissettikleri bölgelerde bile bölücü terör örgütüne tarihinin en ağır darbelerini indirdiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunu da başkaları gibi sivil, terörist ayrımı gözetmeden toptan imha yerine, âdeta bir kuyumcu titizliğiyle, kılı kırk yaran bir hassasiyetle yürütüyoruz. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız, istihbaratçımız, güvenlik korucumuz tam bir koordinasyon içinde hareket ederek terör örgütlerine nefes aldırmıyor. Öyle ki bir dönem teröristlerin cirit attığı dağlarda, artık vatandaşlarımız terör tehdidinin korkusunu hissetmeden, aileleriyle piknik yapmanın huzurunu yaşıyor. Teröristlerin saldırılarından dolayı yatırım alamayan bölgelerimiz, bugün turizmden sanayiye her alanda zirveleri zorluyor, ihracatta, istihdamda rekorlar kırıyor.”

 

 

 

“İNSANIMIZIN HUZURUNA KASTEDEN TÜM ODAKLARA KARŞI GEREKEN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ”

Türkiye’nin, sadece terörle mücadelede değil, suç örgütleri ve düzensiz göçle mücadelesinde de başarı çıtasını sürekli yukarıya taşıdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sahil Güvenliğimizin olağanüstü çabalarıyla Ege’de ölümlerin önüne geçtik. Son 2 yılda Yunanistan tarafından botları batırılıp ölüme terk edilen, çoğu kadın ve çocuk, 41 bin insanın hayatını biz kurtardık. Sahil Güvenlik teşkilatımız tarafından yakalanan düzensiz göçmen sayısı 245 bine ulaştı. Jandarma teşkilatımız da sınır bölgelerimiz başta olmak üzere, düzensiz göçle ve insan kaçakçılarıyla mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor” şeklinde konuştu.

Uyuşturucu baronlarına ve gençlerin geleceğini çalan zehir tacirlerine göz açtırmadıklarını da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanımızın huzuruna, vatanımızın birlik ve bütünlüğüne kasteden tüm odaklara karşı gereken her türlü tedbiri alıyoruz. İnşallah sizlerin de katılımıyla farklı cephelerde verdiğimiz bu zorlu mücadelemizi artık çok daha başarılı ve etkin şekilde yürüteceğiz” dedi.

“HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ REFORMLARLA TÜRKİYE’NİN BİR DAHA VESAYET GİRDABINA SÜRÜKLENMESİNE MÜSAADE ETMEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezun öğrencilere şöyle seslendi: “Farklı rütbelerde, teşkilatımızın farklı sınıf ve birimlerinde, ülkemize ve milletimize hizmet edeceksiniz. Tahsil hayatınız boyunca edindiğiniz bilgi, birikim, tecrübe ve yeteneklerin, bu süreçte sizlere daima yol göstereceğine inanıyorum. Sizlerden devletimize büyük bir aşkla hizmet ederken şu kadim ilkeyi asla aklınızdan çıkarmamanızı istiyorum. Devleti korumanın yegâne yolu, bağrından çıktığınız milleti korumaktır. İnsanımıza tepeden bakanların, insanlarımızı hor, hakir görenlerin, kendini toplumdan izole edenlerin ne bu ülkeye ne de millete faydası dokunur. Türkiye, kendini kanunların, hukukun ve demokratik prensiplerin üstünde görenlerden çok çekmiş bir ülkedir. Bizler aynı zamanda demokrasi dışı yöntemlerle millî iradenin ve siyasetin dizayn edildiği acı günler yaşadık. Hamdolsun, 2002’den itibaren hayata geçirdiğimiz reformlarla Türkiye’nin bir daha vesayet girdabına sürüklenmesine müsaade etmedik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz ihanetinde milletle omuz omuza verdikleri mücadele sayesinde Türkiye’de merkezinde hukukun, sivil iradenin, insan haysiyetinin olduğu yepyeni bir sistemi inşa ettiklerini belirterek şunları kaydetti: “Sizlerden bu yeni dönemin ruhuna uygun şekilde, insanımızın canına, malına, temel hak ve hürriyetlerine el uzatanlara karşı tavizsiz bir duruş sergilemenizi bekliyorum. Sizlerden görevinizi kanunlar ve mevzuat çerçevesinde yaparken, vatandaşlarımıza karşı daima müşfik davranmanızı bekliyorum. Milletimizin hakkını koruma noktasında en küçük bir zafiyet göstermeden sorumluluklarınızı yerine getireceğinize inanıyorum. Devletin ve milletin emri, hizmeti, hiyerarşisi dışında bir yerin tasallutuna girmeyeceğinizden şüphe duymuyorum. Sizlere güveniyorum ve diyorum ki ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ Rabbim sizleri her türlü kazadan, beladan, saldırıdan, görünür, görünmez her türlü musibetten muhafaza buyursun diyorum.”

Türkiye’nin bekası uğrunda can veren şehitleri rahmetle yâd eden, gazilere şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinin tüm hocalarını, tüm komutanlarını, mezunları ve ailelerini tebrik etti.

Tüm Haberler

 

kaynak:https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/139195/-ulkemizi-bolgesel-ve-kuresel-meselelerde-soz-ve-etki-sahibi-yaptik-