Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Günü ve Yeni Yıl vesilesiyle konuşması

 

 

 

Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Günü ve Yeni Yıl vesilesiyle konuşması
01 Ocak 2024,

 

 

 

Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Günü ve Yeni Yıl vesilesiyle konuşması
– Sevgili yurttaşlar.

 

 

 

2023 geride kaldı. 2023 yılında ülkemiz hayatında birçok önemli olay yaşandı. Ancak bu olaylar arasında devlet egemenliğimizin yeniden tesis edilmesi Azerbaycan halkının hafızasında sonsuza kadar kalacaktır. 2023 yılında gerçekleştirilen bir günlük terörle mücadele operasyonu sonucunda Azerbaycan devlet egemenliğini tamamen yeniden tesis etmiş, işgalci güçlerin Azerbaycan topraklarından çekilmesi sağlanmış, düşman ordusu imha edilmiş, düşmanın askeri teçhizatı imha edilmiş veya alınmıştır. ganimet olarak. Bu tarihi olay vesilesiyle tüm Azerbaycan halkını en kalbi duygularımla tebrik ediyorum.

2020 yılında İkinci Karabağ Savaşı sona erdiğinde, Şuşa ve diğer kurtarılmış bölgelerde Bayrağımız göndere çekildiğinde, işimizin yarım kaldığını hepimiz çok iyi biliyorduk. Azerbaycan devlet egemenliğini tamamen yeniden tesis etmek zorundaydı ve bunu da yaptı.

Üç yıldır bu sorunu barışçıl bir şekilde çözmek istiyorduk. Ermeni liderliğinin İkinci Karabağ Savaşı’nın sonuçlarını doğru analiz edip kendi sonuçlarını çıkaracağına inanıyorduk. Ne yazık ki bu gerçekleşmedi. Üç yıl boyunca Ermenistan yükümlülüklerini yerine getirmemekle kalmadı, tam tersine bize karşı yeni askeri provokasyonlar hazırladı ve gerçekleştirdi. Topraklarımıza kaçak olarak yerleşen 15.000 kişilik Ermeni ordusu Karabağ’dan çıkarılmadı. Tam tersine Karabağ’a yeni silahlar, mühimmat, askeri teçhizat, mayınlar getirildi ve bize karşı mayın terörü sürdürüldü.

 

 

 

Bu durumu elbette kabul edemezdik. Ermenistan yönetimini ve arkasında duran Batılı ülkeleri bu durumun devam edemeyeceği konusunda defalarca uyardık. Ya bölücü rejim kendini bırakmalı, Ermeni ordusu topraklarımızdan çekilmeli, ya da devlet egemenliğimizi zorla yeniden tesis edeceğiz. Maalesef sözümüz dikkate alınmadı. 19 Eylül’de başlayan ve sadece bir gün süren terörle mücadele operasyonu Azerbaycan Ordusu’nun tam zaferiyle sonuçlandı. Bölücü rejim çöktü, önümüzde diz çöktü, beyaz bayrak çekti, teslim oldu, topraklarımızdan sonsuza dek uzaklaştırıldı ve tarihin çöplüğüne atıldı. Böylece Azerbaycan’da bölücülüğün kökü kazınmış oldu ve bu bela bizim topraklarımızda bir daha ortaya çıkamaz.

 

 

 

Azerbaycan Ordusu askerlerimizin ve subaylarımızın profesyonelliğini, kahramanlığını, fedakarlığını bir kez daha göstermiştir. Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin! Onların değerli hatırası sonsuza kadar kalbimizde yaşayacak. Şehitlerimizin kanının yerde kalmadığını belirtmeliyim. Hem Birinci ve İkinci Karabağ savaşında hem de terörle mücadele operasyonunda şehit olan askerlerimizin, subaylarımızın, sivillerimizin, Hocalı mağdurlarımızın intikamı savaş alanında alındı.

 

 

 

Nisan 2023’te toprak bütünlüğümüzü tamamen yeniden sağladık. Azerbaycan-Ermenistan sınırında Laçin istikametinde sınır geçiş noktası oluşturuldu ve o günden bu yana Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü tamamen yeniden sağlandı. Dünyada, özellikle de Ermenistan’ın arkasında duran ve sürekli ona destek veren Batılı ülkelerde ne kadar kargaşa çıkarıldığını, hakkımızda asılsız suçlamaların yapıldığını Azerbaycan halkı çok iyi hatırlıyor. Hiçbir suçlama, hiçbir baskı irademizi etkileyemez. O zaman dedim ki, hiç kimse bizim irademizi etkileyemez. Biz doğru yoldayız, sınırlarımızı kontrol altına aldık ve kimsenin topraklarımızda at oynatmasına izin vermeyeceğiz. Burası bizim topraklarımız, bu toprakların sahibi biziz, uluslararası insancıl hukuk da dahil olmak üzere uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli olduğunu düşündüğümüz her şeyi yapacağız. Bu işgalcilere ders olmadı, arkalarında duran Azerbaycan karşıtı güçlere de ders olmadı. Dolayısıyla Eylül ayında yapılan terörle mücadele operasyonu gerekliydi, biz de gerçekleştirdik ve bundan gurur duyuyoruz. Dünyada yaşayan her Azerbaycan vatandaşı, her Azerbaycanlı haklı olarak gurur duymaktadır.

 

 

 

Bugün Karabağ ve Doğu Zengezur büyük bir şantiye haline geldi. Şehirlerimizi ve köylerimizi yeniden inşa ediyoruz ve bu yıl yaklaşık 5.000 eski yerinden edilmiş kişi kendi topraklarına geri döndü. Bu yılın Mart ayında Nevruz bayramı arifesinde Taliş köyünde bayram sevinci yaşandı, yerleşimciler evlerine döndü. Ağustos ayında Fuzuli şehri ve Zabukh köyü kutlama yapıyordu. Bu yıl yerleşimciler Bağımsızlık Günü’nü kutlayarak Laçin’e döndüler. 28 Mayıs Laçin’de büyük bir bayramdı. Bundan önce bildiğiniz gibi Agali köyüne yerleşimciler yerleşiyordu ve böylece şu anda beş yerleşim yerinde hayat yeniden canlandı.

 

 

 

Şunu da söylemeliyim ki, 2024 yılında yerinden edilen kişiler ve mülteciler birçok yerleşim yerine geri dönecek. Bugün onlara bu müjdeyi vermek istiyorum ve yıl içerisinde Karkijahan, Malibeyli, Turshsu köylerinin tamamen restore edilerek eski yerleşimcilere verileceğini bildirmek istiyorum. Aynı zamanda Hocalı ve Hankendi sakinleri de yıl içerisinde evlerine dönecek.

Ayrıca birçok yerleşim birimi eski yerleşimcileri kabul etmeye hazır olacak. Biz bu toprakların sahibiyiz. Biz inşaatçı bir milletiz. Ermeniler 30 yıl boyunca topraklarımızı tahrip etti, tüm evlerimizi, tarihi binalarımızı, camilerimizi yıktı, bize soykırım uyguladı, aynı zamanda şehir katliamı ve çevre katliamı yaptı. Nehirlerimiz zehirlendi, ormanlarımız yok edildi. Bütün bunlar Ermeni devleti tarafından yapıldı. Ne yazık ki bu suçlar Batı’da kınama nesnesi haline gelmedi.

Bugün Batı’da çifte standartlar hakim. Azerbaycan halkı bunu iyi biliyor ve aynı zamanda tüm baskılara, tehditlere, asılsız suçlamalara rağmen bildiğimizi yapacağımızı da iyi biliyor. Nasıl yaptıysak, yapmaya da devam edeceğiz. Ermeni liderliği de bu tarihi derslerden sonuç çıkarmalı ve bizim öfkemize yol açmayacak şekilde davranmalıdır.

 

 

 

Bu yıl ekonomik alanda politikamızı başarıyla yürüttük. Bağımsız bir ekonomi, kimseye bağımlı olmamamızı, herhangi bir uluslararası finans kuruluşuna bağımlı olmamamızı sağlar ve öyle değiliz.

Ordumuzu büyük ölçüde güçlendirdik, profesyonellik arttı, yeni silahlı birlikler oluşturuldu ve bu silahlı birlikler diğer silahlı birliklerle birlikte terörle mücadele operasyonlarında büyük bir profesyonellik gösterdi. Yeni silahlar, askeri teçhizatlar alınıp teslim edildi, birçok yeni sözleşme imzalandı. Önümüzdeki yıl askeri amaçlı yerli üretimin büyük oranda artacağını da belirtmeliyim. Gelecek yıl hem devlet hem de özel sektör askeri ürünlerin üretimine en az bir milyar manat yatırım yapacak. Böylece sadece temel imkanları sağlamakla kalmayacağız, Azerbaycan dünya ölçeğinde çok ciddi bir ülke haline gelecek, askeri ürünlerimizin hacmi ve sayısı büyük ölçüde artacaktır.

 

 

 

 

Uluslararası itibarımız her geçen gün artıyor. Aralık ayında tüm dünya ülkeleri oybirliğiyle dünyanın en büyük uluslararası konferansının Azerbaycan’da yapılmasına karar verdi – COP29 gelecek yıl Azerbaycan’da düzenlenecek. Bu, dünya toplumunun büyük bir saygısı ve takdiridir, aynı zamanda yeşil enerjiye geçişimiz için de büyük bir takdirdir. Yeşil enerjiye geçiş önceliğimizdir ve bu yıl bölgenin en büyük yenilenebilir enerji santrali, enerji sistemimize tamamen entegre edilmiş 230 megavatlık bir güneş enerjisi santrali olan Azerbaycan’da işletmeye alınmıştır. İmzalanan sözleşmeler ve mutabakat zaptı uyarınca önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Azerbaycan’da 10.000 megawatt yenilenebilir enerji ve enerji kaynağı oluşturulacak ve Azerbaycan bu alanda dünya liderleri arasında yer alacaktır. Tabii ki, Azerbaycan’da iklim değişikliğine adanmış bu uluslararası konferans olan COP29’u düzenlemek, bu alandaki başarımızı bir kez daha açıkça göstermektedir.

 

 

 

 

Bu yıl Azerbaycan’da “Haydar Aliyev Yılı” ilan edildi. Ulu Önder’in 100’üncü yılı ülke genelinde kutlandı. Benim için bu değerli günü – babamın doğum gününü – Şuşa’da geçirdim. Şuşa’nın merkez meydanında Azerbaycan halkına seslenerek en kalbi duygularımı dile getirerek, Büyük Önder’in anısına saygının en büyük göstergesinin eylemlerimiz olduğunu söyledim. 15 Ekim’de Ağdara, Askeran, Hocavend, Hocalı ve Hankendi’de diktiğim Milli Bayrak’ın, Ulu Önder’in anısına duyulan en büyük saygının göstergesi olduğuna inanıyorum. 8 Kasım’da Hankendi merkez meydanında gerçekleştirdiğimiz Zafer Geçit Törenimiz, Ulu Önder’in anısına duyduğumuz en büyük saygının bir göstergesidir.

Bugün dünyanın her yerindeki Azerbaycanlılar bağımsız Azerbaycan’la haklı olarak gurur duymaktadır. Bugün dünya Azerileri, Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Gününü yepyeni bir şarkıyla kutluyor. Üç yıldır dünya Azerileri de tüm Azerbaycan halkı gibi coşkuyla yaşıyor, başları dik, alınları açık, yüzleri açık yaşıyorlar.

 

 

 

Tarihi Zaferimiz – İkinci Karabağ Savaşı’ndaki zafer, terörle mücadele operasyonu, işgalcilerden kurtuluşumuz, bölücü rejimin yıkılması haklı olarak tüm Azerbaycanlıları tek yumrukta birleştiriyor. “Demir yumruk” Zafer tarihimizin simgesiydi. Bugün aynı zamanda “Demir Yumruk” birliğimizin bir sembolüdür ve ben Azerbaycan halkına, tüm dünya Azerbaycanlılarına “Demir Yumruk”un her zaman yerinde olacağına dair güvence vermek istiyorum.

 

 

 

 

Sevgili kardeşlerim, sağlık ve başarı diliyorum. 2024 yılının ülkemiz ve halkımız için hayırlı olmasını diliyorum. İyi tatiller!

 

 

 

 

Büyük video
Büyük boyutlu görseller
TÜM YAZILAR
HABERLER
BELGELER
VİDEOLAR
RESİMLER

kaynak:https://president.az/az/articles/view/62976